ŞEHZADE MUSTAFA'NIN KATLİ VE ANADOLU'DA MATEM

şehzade mustafa
Şehzade Mustafa
Meded meded bu cihanın yıkıldı bir yanı Ecel celâlîleri aldı Mustafa Hânı
Ömer Aymalı / Tarih Dosyası / Dünya Bülteni
Kanuni Sultan Süleyman’ın Mahidevran’dan olma oğlu Şehzade Mustafa Osmanlı tahtının en önemli varisi olarak görülmekteydi. Akıllı, yetenekli, gözü pek bir şehzadeydi. Kanuni tarafından Manisa sancakbeyliğinde görevlendirilmişti. Manisa sancakbeyliği tahtın varisi şehzadelerin gönderildiği bir yerdi. Bu da Kanuniden sonra taht için en büyük adayın Şehzade Mustafa olduğunu gösteriyordu. Ancak Kanuninin Şehzade Mustafa’nın dışında Hürrem sultandan 4 oğlu ( Mehmed, Selim, Bayezid ve Cihangir ) daha bulunmaktaydı. Bu durum sarayda sultanlar arasında çocukları için taht mücadelesine sebep oldu.

Hürrem Sultan, Makbul İbrahim Paşanın katlinden sonra kızı Mihrimah Sultanı evlendirdiği Rüstem Paşanın sadrazamlığa gelmesini sağladı. Sonrasında ise Şehzade Mustafa Manisa sancak beyliğinden alınarak Amasya sancak beyliğine görevlendirildi. Manisa Sancak beyliğine de Hürrem sultanın oğlu Şehzade Mehmet getirildi. Ancak şehzade Mehmet 22 yaşında hayatını kaybetti. Bu beklenmedik ölümün ardından Manisa sancak beyliğine yine Hürrem sultanın çocuklarından olan Şehzade Selim getirildi. Yaşanan bu gelişmeler Kanuniden sonra tahta geçecek ismin Hürrem’in çocuklarından biri olacağını açıkça göstermekteydi. 

Kanuninin yaşlandığı bu dönemde devlet içinde taht mücadelesi yaşanmaya başlamıştı. Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa Şehzade Bayezid’i taht için düşünürken, ordu,ulema ve bürokrasinin tercihi Şehzade Mustafa’ydı. Gerçekten de Şehzade Mustafa başarılıydı, yetenekliydi dedesi Yavuz Sultan Selim gibi gözü pek idi. Aynı zamanda güler yüzlü ve mütevaziydi bundan dolayı halk tarafından sevilmekteydi. Ancak taht için en uygun varis olmasına rağmen her şey onun aleyhine cereyan etti. Kendisi ile ilgili saray merkezli karalama çalışmaları yapıldı. Sahte mühürlerle şehzadenin ağzından İran Şahı Tahmasb’a mektup gönderildi ve Şahın yazdığı cevapların Kanuninin eline geçmesi sağlandı. Yine ayrıca Şehzade Mustafa’nın “ Babam artık yaşlandı, tahttan çekilmeli” dediği şeklinde dedikodular çıkarıldı. Kanuninin önünde dedesinin yaşadığına benzer bir tablo oluşmaya başlamıştı. Bu durum Kanuninin Şehzade Mustafa’ya tavır almasına sebep oldu.

Günden güne artan haberler Kanuniyi önemli bir karar almaya zorladı. Şehzade Mustafa öldürülecekti. Bu kararı uygulamak için 1553 yılında İran’a yönelik yapacağı sefere Şehzade Mustafa’nın katılmasını emretti. Şehzade Mustafa beş bin kişilik kuvveti ile başında babasının bulunduğu orduya katılmak için Konya Ereğlisi’ne geldi. Hükümdar çadırına davet edilen Şehzade Mustafa bunu tereddütsüz kabul etti. Etrafı, sevenleri her ihtimale karşın babası ile açık alanda ve at üzerinde görüşmesi yönünde onu ikna etmek için uğraştılarsa da başaramadılar çünkü kendi masumiyetinden kuşkusu yoktu. Babası ile görüşmek ve elini öpmek için çadıra gitti. Ancak çadırdan sağ çıkamadı. Kanuninin emri ile yedi dilsiz celladın saldırısıyla Şehzade Mustafa oracıkta öldürüldü.

İyi yetişmiş bu Osmanlı şehzadesi saray entrikalarına kurban verildi. Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi hem ordudan hem de halktan büyük tepki gördü. Yeniçeriler Rüstem Paşa’nın çadırına hücum ettiler. Matem alameti olarak öğle yemeği yemediler. Padişahın Otağının önünde toplanarak Rüstem Paşa’nın görevden alınmasını istediler. İşlerin daha fazla çığırından çıkmasından endişe eden Kanuni Rüstem Paşa’yı görevden alarak yerine Kara Ahmet Paşayı getirdi. Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi halk tarafından da tepkiyle karşılanmıştı. O sene doğan erkek çocukların büyük kısmına Mustafa ismi verilmişti. Birçok şair, Şehzade Mustafa için mersiyeler yazdı. Bunlardan en önemlisi İran seferine de katılan Şehzade Mustafa’nın katledilmesine şahit olan Taşlıcalı Yahya idi. Taşlıcalı, Şehzade Mustafa’nın öldürülmesini ve bu olayın verdiği acıyı şu beyitlerle ifade ediyordu :
Meded meded bu cihanım yıkıldı bir yanı
Ecel celâlîleri aldı Mustafa Hânı
Tohındı mihr-i cemâli bozuldı erkânı
Vebale koydılar âl ile Al-i Osmânı
Günümüz Türkçesi
Meded, meded! Bu dünyanın bir tarafı yıkıldı.
Çünkü ecel eşkıyaları aldılar Mustafa Han'ı.
Onun güneş gibi parlak yüzü battı ve düzen bozuldu.
Osmanoğullarını hile ile günaha soktular.
Geçerler idi geçende o merd-i meydânı
Felek o canibe döndürdi şâh-ı devrânı
Yalancımın kun bühtanı bugz-ı pinhânı
Akıtdı yaşumımı yakdı nâr-ı licrânı
Günümüz Türkçesi
Padişahın yanında o yiğidin sözü geçtikçe onu çekiştirirlerdi.
Nihayet devir padişahını felek, onların yönlendirmek istedikleri tarafa döndürdü.Yalancının kuru iftirası ve gizli düşmanlığı gözümüzün yaşını akıttı,
gönlümüzde ayrılık ateşi yaktı.
Cinayet etmedi cânî gibi anıın câm
Boguldı seyl-i belâya tagıldı erkânı
N'olaydı görmeye idi bu macerayı gözüm
Yazuklar ana reva görmedi bu rayı gözüm
Günümüz Türkçesi
Zavallı şehzade caniler gibi bir cinayet işlememişken, belâ seline düşüp boğuldu.
Bütün yanında bulunan yakınları darmadağın oldu.
Keşke şu olayı gözüm görmemiş olsaydı.
Şehzade hakkındaki hükmü, uygun görmedim.
Taşlıcalı yazdığı bu mersiyeyi bir süre gizledi. Ancak askerler ve halk arasında kulaktan kulağa yayıldı. Sonradan tekrar sadrazamlığa getirilen Rüstem Paşa, Taşlıcalı’yı yazdığı bu mersiyeden dolayı öldürtmek de istedi. Hatta bunun için padişahın huzuruna da çıkarttı. Fakat Kanuni, Şehzade Mustafa ile ilgili vermiş olduğu kararın da etkisiyle onun öldürülmesine izin vermedi.

Yorum Gönder