Ermeni tehcirinin bir soykırım değil, Osmanlı Devleti'nin nefsi müdafaası olduğunu kanıtlayan belge.
27 Mayıs 1915’te çıkartılan Tehcir Kanunu’nun uygulanması ve o sırada Doğu Cephesi’nde Ruslar’a karşı savaşan Üçüncü Ordu’nun kumandanı Mahmud Kâmil Paşa’nın İstanbul’a, Harbiye Nezareti’ne gönderdiği şifreli bir mektu şöyle:
27 Mayıs 1915’te çıkartılan Tehcir Kanunu’nun uygulanması ve o sırada Doğu Cephesi’nde Ruslar’a karşı savaşan Üçüncü Ordu’nun kumandanı Mahmud Kâmil Paşa’nın İstanbul’a, Harbiye Nezareti’ne gönderdiği şifreli bir mektu şöyle:
Mahmud Kâmil Paşa’nın şifre ile gönderdiği yazı.
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE...
Basınımızda ilk defa yeralan belgenin aslı şimdi ATASE’de, yani Genelkurmay Askerî Tarih Arşivi’nde bulunuyor ve Paşa tehciri, özellikle de Doğu ve Güneydoğu vilâyetlerimizdeki Ermeniler’in başka yerlere gönderilmesini başlatan yazısında günümüzün Türkçesi ile şöyle diyor:
“...Doğu’daki savaş alanı Erzurum, Trabzon, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas vilâyetlerinden ibarettir. Harekât buralarda yapıldığı gibi ordunun ihtiyaç duyduğu yiyecek maddeleri de bu illerden sağlanmaktadır."
"SİLÂH, BOMBA VE PATLAYICILAR"
"Erzurum, Van ve Bitlis illeri dahilindeki Ermeniler firar edip düşman tarafına katılmak, çeteler teşkil ederek yolları kesmek, halkı katl ve depoları yağma ve tahrip etmek suretiyle içyüzlerini gösterdiler. Sivas, Diyarbakır ve Elazığ illerinde yaşayan Ermenilerin de aynı maksat ve emelde oldukları ele geçirilen silâh, bomba, patlayıcı maddeler ve meydana çıkarılan teşkilât ve tertipleri ile belli olmuş ve daha sonra Karahisar’daki olay ile de tesbit edilmiştir."
"SÜRMEDEN YAPAMAYACAĞIZ"
"Dolayısıyla orduyu besleyecek olan bölgenin ve menzil sınırımızın geçtiği yerlerde düşmanca emeller ile dolu bu unsurların yaşamasını, ordunun yiyecek ihtiyacı ve emniyeti bakımından tehlikeli görüyorum."
Ordu, dış düşmana karşı büyük zorluklarla mukavemet ettiği bir anda, ikmal görevlilerinin ve yeni kuvvetlerinin bir kısmını iç düşmanlara ayırarak büyük bir tehlikeye maruz kalıyor."
"Dolayısıyla gelecekte daha vahim durumlar karşısında kalmamak için, şimdiden yukarıda arzedilen illerdeki Ermeniler’in de Halep ve Musul bölgelerine sevk ve iskân edilmesine izin verilmesi ile valilere ordu tarafından bu konuda yapılacak tebliğlerin sekteye uğramamasına inayet buyurulmasını ve bu hususta verilecek olan onayın da derhal bildirilmesini istirham ederim."
Yorum Gönder