Preveze Deniz Savaşı

Preveze Deniz Savaşı
Preveze Deniz Savaşı
   Üç kıtaya yayılan muhteşem Devletin denizdeki hakimiyetini Preveze zaferi tamamlamış ve denizlerdeki en güçlü ve büyük devletin Devlet-i Aliyye Osmanlı olduğu Ehl-i Sâlip'e muzaffer bir zaferle tasdik edilmiştir.

   On altıncı asırdayız Osmanlı Devleti karada zaferlere koşarken,Donanma-yı Hûmâyun da Ege ve Akdeniz'de parlak zaferler kazanmaktaydı Hint Okyanusunu'da unutmayalım.Osmanlı Devleti dünya tarihindeki kaptanların en ustası Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa idaresinden düşman kıyılarında tayfun gibi esiyor,önüne çıkan düşman donanmasını perişan ediyordu.

   Tarih 1538'i gösterdiğinde Haçlı Dünyası,karada alt edemedikleri Osmanlı'yı denizlerden silip süpürmek ve Osmanlı kıyılarını alt üst etmek için bir araya gelmişti.Küçük haçlı ülkeleri yanında Müslümanlar üzerine açılacak sefere iştarak eden devletler:İspanya,Almanya,Venedik,Portekiz,Ceneviz,Malta,Floransa..
Bu seferin organizesini yapan ise Osmanlı Devleti'nden en fazla darbe yiyen Charles Quint yapmaktaydı.Bütün haçlı ülkelerinin iştarakiyle teşekkül eden irili ufaklı 600 parçadan müteşekkil donanmaya Andrea Doria kumandan tayin edilmişti.

   Bu kadar büyük donanmanın bir arada toplandığına şahit olan Haçlılar gurura kapılmışlardı.Kendilerinin mutlak galip olacaklarını sanıyorlardı.

   25 Eylül sabahı Haçlı Donanması Preveze önlerine gelmişti.Haçlı donanmasında,forsalardan hariç 60 bin asker ve 2500 top bulunmaktaydı.600 parçalık donanmanın 308 tanesi büyük harp gemisiydi.Bu gemilerin,80 kalyonu İspanya ve Portekiz Krallıklarına,30 kalyon ve 70 kadırga Venedik Cumhuriyetine,36 kadırga Papalık Devletine,10 kadırga Malta Şövalyelerine,1 kalyon ve 52 kadırga Genova Hükümetine,49 kalyon da muhtelif Hristiyan ülkelere aitti.

   Osmanlı Donanmasının ise bütün mevcudu 122 gemiden ibaretti,20 bin de levent bulunmaktaydı.

   25 Eylül günü Haçlı Donanması o ana kadar düşünemedikleri bir olayla yüz yüze geldiler.Arta körfezinden çıkan Osmanlı Donanması,hilal şeklindeki harp safını muhafaza ederek düşmanın üzerine doğru ilerlemekteydi.Ateş hattına girilince Barbaros "Ateş!" emrini verdi.Hiç ummadığı bir durumla karşılaşan Andrea Doria şaşırmıştı ve daha iyi pozisyon alabilmek için harp meydanından çekilme emrini vermişti.Ardından son sürat Korfu istikametine doğru çekildi.

   25 Eylül 1538 sabahı güneş doğarken iki büyük deniz filosu tekrar karşı karşıya geldi.

   Osmanlı donanması yine hilal şeklinde harp nizamına girmişti.Donanma-yı Hûmayunun Merkez kanadında Cezayir Beylerbeyi ve Kaptan-ı Derya,Barbaros Hayreddin Paşa kumanda ediyordu.Yanında oğlu Hasan ile manevi oğlu Hasan Reisler bulunmaktaydı.Sağ cenaha Salih Reis,sol cenaha ise Seydi Ali Reis kumanda etmekteydi.Turgut Reis donanmanın ardında ve ihtiyat kuvvetlerinin başındaydı.

   Osmanlı donanmasının hilal şeklinde harp nizamı almasına mukabil,düşman ordusu da borda nizamında ve birbirinin arkasında üç saf halinde dizilmişti.Başkumandan Andrea Doria idi.Yardımcıları,Papalık donanma kumandanı Marco Grimani ve Venedik donanma kumandanı Vicent Capello'ydu.

   Harp nizamına giren Osmanlı ile Haçlı donanması birbirlerine yaklaşırken rüzgar güneyden esmeye başladı,Bu Osmanlı Donanması'nın aleyhineydi.Bu durum devam ettiği müddetçe netice Osmanlı'nın aleyhine olabilirdi.Barbaros Hayreddin Paşa bu müşkil durumda Kainatın Sahibi Yüce Allah'a iltica etti.Allahu Teala'ya İslam ordusunu muzaffer etmesi yardım etmesi için dua etti.

   Büyük Serdar'ın bu duasının akabinde güneyden esen rüzgar birden bire kesiliverdi ve düşman donanması hareketsiz kaldı.Bu vaziyet karşısında avantajını kaybeden Andrea Doria ön saflardaki gemilerini ateş emrini verdi.Düşman toplarının namluları kısa olduğundan Osmanlı gemilerine isabet kaydedemiyordu.Aynı mesafeden ateş açacak olan Osmanlı topları da yüzde yüz isabet kaydedecekti.Düşmanın bu hücumundan sonra,gemilerde çalan,ceng havasıyla birlikte askerler hep birlikte tekbirlerle mukabil taarruza geçti.Preveze önlerini "Allah Allah" sadaları çınlatıyordu.Osmanlı donanması seri hareketlerle,yaklaşıp düşmanı bombardımana tutarak bazen de düşman ateşinden kaçmak için hızla uzaklaşarak mahirane bir şekilde savaşıyordu.

   Barbaros düşman saflarını yararken Turgut Reis de emrindeki gemilerle Haçlı donanmasının gerisine sarkarak düşmanı arkadan çevirmeye muvaffak olmuştu.Haçlı donanması adeta bir ateş çemberinin içine alınmıştı.Barbaros koca Haçlı donanmasıyla oyuncak gibi oynuyordu.

   Beş saat aralıksız savaşın neticesi belli oldu,zafer başta Allah'ın sonra Osmanlı Devletinindi.Muhteşem bir zafer kazanan Barbaros,kaçan düşmanın peşine takılsa da zifiri karanlık yüzünden Haçlı donanmasını yakalayamadı.

   Preveze zaferiyle Akdeniz bir Müslüman gölü haline gelmişti.Haçlılar karada olduğu gibi deniz de Müslümanların üstünlüğünü kabul etmiş oluyordu.

Osmanlı'da Dağılma Dönemi

   
Osmanlı'da Dağılma Dönemi
Osmanlı'da Dağılma Dönemi
   Osmanlı Devlet,Avrupa'daki devletlerin kendi aralarındaki çatışmalarından faydalanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır.Osmanlı Avrupa'da çıkan isyanlardan ve Ruslarla süren uzun savaşlardan dolayı yorgun düşmüş ve iyice yıpranmış ve devlet yönetiminde ıslahata yönelik birkaç çalışma yapılmış ise de bu Osmanlı'ya pek başarı sağlamamıştır.

   Bu dönemde genel hatlarıyla Ayastefanos Antlaşması,Berlin Antlaşması,Sırp İsyanı(1804),Yunan İsyanı,Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması,Edirne Antlaşması,Mehmed Ali Paşa İsyanı,Tanzimat Fermanı(1839),Kırım Savaşı(1853-1856),93 Harbi,Osmanlı Yunan Savaşı(1897 Dömeke Savaşı),Trablusgarp Savaşı(1911-1912),Balkan Savaşları(1912-1913),I.Dünya Savaşı(1914-1918),Çanakkale Savaşları(1915-1916) ve nihayetinde saltanatın kaldırılması (1922) ile bu devirde sonuçlanmıştır.

Kıbrıs'ın Fethi

Kıbrıs fotoğrafları
Kıbrıs'ın Fethi
   1750 senesi başlarından beridir Divan-ı Hümayun'u meşgul eden mühim meselelerden biri,Venediklilerin Kıbrıs'ı üs olarak kullanarak Akdeniz'de yaptıkları korsanlıklar olmuştur.

   Venedik gemileri,Akdeniz'den geçiş yapan Müslümanların gemilerini taciz etmekte,hacıları taşıyan gemilere dahi saldırmaktan çekinmeyerek hacı namzetlerini kılıçtan geçirmektedirler.

   İçlerinde Mısır Defterdarının bulunduğu Osmanlı ticaret gemisinin Venediklilerin tacizine uğrayıp gemidekilerin esir alınışı bardağı taşıran son damla olmuştur.

   Kanuni'nin oğlu Sultan II.Selim Divandan Kıbrıs seferine karar çıkışından sonra Devletin bütün imkânlarını bu sefer için harcamıştı.400 parçalık Donanma-yı Hümayun kısa zamanda Kıbrıs Seferi için hazırlandı.Donanmaya Kaptan-ı Derya Müezzin-zâde Ali Paşa,orduya Serdar Lala Mustafa Paşa kumanda ediyordu.

   Şanlı Donanma 15 Mayıs 1570'te halkın coşkulu tezahüratı arasında İstanbul'dan ayrıldı.Osmanlı Devleti'nin Kıbrıs üzerine sefere geldiğini öğrenen Venedikliler Avrupa'daki kardeşlerinden yardım istemişi.Avrupa ülkeleri yardımı geri çevirmemiş ve 204 parçalık bir Hristiyan donanması Girit'te toplanmıştı.İspanya,Malta,Papalık ve Ceneviz de Venedik'in imdadına koşmuştur.Böylece Venediklilerin toplam ordusu 16 bin kara,36 bin deniz askeri ve 1300 toptan oluşuyordu.

   Osmanlı ordusunun mevcudu 100 bin civarındaydı.Orduda tecrübeli kumandanlar vardı.Anadolu Beylerbeyi İskender Paşa,Halep Beylerbeyi Derviş Paşa,Karaman Beylerbeyi Behrâm Paşa ve Dulkadir Beylerbeyi Mustafa Paşa da askerleriyle birlikte orduda yer almışlardı.

   Osmanlı gemileri 1 Temmuz 1570'te Limasol Limanına demir atmış 2 Temmuz'da da karaya asker çıkartmıştı.

   Liftari Kalesi karşı koymadan teslim oldu,9 Temmuz'da Girne limanı ele geçirildi,22 Temmuz'da kalesi ve nüfusuyla mühim olan Lefkoşe muhasara edildi.

   Lefkoşe 49 gün boyunca "Allah Allah" tekbirleriyle çınladı.Her gün tazelenen hücumdan ayrı olarak üç önemli hücum yapılmış ve nihayet 9 Eylül 1570'te fethedildi.Fetihten sonra Lefkoşe'nin kilisesi camiye çevrildi ve Sultan II.Selim Han adına hutbe okutuldu.

   Fetihin tamamlanabilmesi için Magaso'nın fethedilmesi gerekiyordu.Magaso kalesi çok muhkem bir kaleydi.Etrafı derin hendeklerle çevrili kalede 7 bin asker ve 75 top vardı.30 Temmuz'a kadar altı umumi taarruz yapılmış ve Magaso'nın düşmesi an meselesi olmuştu.Venediklilere "teslim ol" çağrısı yapıldı.Venedikliler teslim olmaya karar vermişlerdi.

   1 Ağustos 1571'de Magaso Kalesi'nin teslim alınmasıyla Kıbrıs'ın Fethi tamamlanmış oluyordu.123 ay devam eden çetin mücadelenin semeresi alınmıştır.

Osmanlı'da Gerileme Dönemi

   
Osmanlı'da Gerileme Dönemi
Osmanlı'da Gerileme Dönemi
   Osmanlı Devleti'nde Karlofça Antlaşması'ndan (1699) başlayarak,Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye genel itibariyle 'Gerileme Dönemi'denmektedir.Bu dönemin bitimine doğru Avrupa'lılar Osmanlı İmparatorluğu'na "Hasta Adam" lakabını vermiştir.Çünkü bu dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu,büyük oranda topraklarını kaybetmiştir.

   Bu dönemde Karlofça ve İstanbul Antlaşması'yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları koruyup kollamak amacıyla batıda Venedik ve Avusturya,kuzeyde Rusya ve doğuda İran ile savaşlar yapılmıştır.Bu savaşlar Osmanlı'nın yıpranmasına da neden olmuştur.

   Bu yüzyılda Avrupa'dan geri kalındığı Pasarofça Antlaşması'ndan itibaren kabul edilmiş,yapılan yeniliklerde Avrupa örnek alınmıştır.

   Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile imzalanan Karlofça Antlaşması,Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşlarını bitirmiştir.Karlofça Antlaşması,Osmanlı'nın toprağını kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı'nın hızlı bir şekilde gerileme dönemi başlamıştır.Papa tarafından Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Almanya İmparatorluğu,Avusturya Arşidüklüğü,Rus Çarlığı,Malta Sen Jean Şövalyeleri Tarikati,Polonya Krallığı ve Venediklilerden oluşan bu ittifak ile uzun süren savaşlardan sonunda yorulan Osmanlı İmparatorluğu,Banat ve Temeşvar hariç,bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya'ya,Ukrayna ve Podolya Lehistan'a Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakmak zorunda kalmıştır.

   Osmanlı İmparatorluğu kaybettiği toprakları geri alıp,Avrupa'da tekrar tutunmayı ve gücünü korumayı amaçlamıştır.Ancak bir süre sonra bu amacına ulaşamayacağına anlayınca elindeki toprakları koruma politikasını uygulamıştır.